SOĞUK BİR EYLÜL SABAHI

Soğuk bir eylül sabahı geceden kalma bir yorgunlukla güne başladım. Yorgunluğumun sebebini kavrayamadığım halde bedenim ayağa kalkmamak için direniyordu. İnsanoğlunu yataktan kalkmaktan dahi aciz yapan bir dünya üzerinde hiç bir garantimiz olmadığını düşündüm. Okumaya devam et “SOĞUK BİR EYLÜL SABAHI”

MÜSAİTSENİZ ANNEMLER SİZE ÇAYA GELECEK!

Bazı şeylerin hasretini çekmek iman belirtisidir. Ümmetimizin dağınıklıklarını toplayıp, kalpleri yeşertecek bir fatih, bir halife hasreti çekmek iman belirtisidir. Gencecik yaşına, insanların eleştirilerine, yargılayıcı sözlerine rağmen dini için uğraşan, ilme gönül veren, Okumaya devam et “MÜSAİTSENİZ ANNEMLER SİZE ÇAYA GELECEK!”

DÜNYAYA MÜSLÜMANCA BAKMAK

“Ey Ademoğulları!” hitabıyla başlar bazı ayetler, dikkat çekmek ve yaratılışımızı hatırlatmak için.  Çamurdan yaratılan, et kemik giydirilen ve Allah’ın ruhundan üfleyip hayat verdiği insan olmakla şereflenen ademoğlu. Yaratılış amacı yeryüzünün halifesi olmak. Yani yeryüzünü yaşanılası bir mekan haline getirmek, bir medeniyet kurmak, orada adaleti ayakta tutmak. Okumaya devam et “DÜNYAYA MÜSLÜMANCA BAKMAK”

ÇOĞALDIK, ÇOĞALDIKÇA AZALDIK!

Ne kadar da ilerlemişiz. Meclislerimiz ne kadar da kalabalık artık. Bundan önceleri aynı şehirde bilinçli bir tane Müslüman kardeşimizin olduğunu öğrensek o sevincin lezzetini kalbimizde hissederdik. ‘Uzaklık’ sadece yollar arasındaki bir mesafeden ibaretti, aşılamayacak dağlar değildi nezdimizde. Bizi yakın kılan mesafeleri kısaltan sapasağlam bir bağımız vardı. Çoğu zaman birlikte oturup kelimelerimizi paylaşamasak da, hidayet anlarımızı, anılarımızı coşku ile konuşamasak da yakındık bizler. Okumaya devam et “ÇOĞALDIK, ÇOĞALDIKÇA AZALDIK!”

HAYAL Mİ HEDEF Mİ?

İnsan vardır, bir odundan eşyalar yapar. İnsan vardır, milimetrik bir fırçayla süslemeler yapar. Kimisine mükemmel bir hafıza bahşedilmiştir, ilimde ve fende ilerler. Kimine bir bitki yetiştirir gibi evlatlar yetiştirmek kabiliyeti verilmiştir. Kimine ise anne-baba olmadığı halde bütün gençlerin derdiyle dertlenecek hamaset nasip olmuştur. İyi yemek yapmak, iyi düşünmek, iyi konuşmak, iyi yazmak, iyi bir dinleyici olmak, yerinde susabilmek, iyi ibadet etmek, iyi bir arkadaş olabilmek gibi pek çok meziyetten söz edebiliriz. Hâsılı Allah, her kuluna birbirinden farklı meziyetler vermiştir. Bu meziyetli yönünü keşfedip onu ilerletmesi ise kulun dünyadaki imtihan sebeplerinden biridir. Okumaya devam et “HAYAL Mİ HEDEF Mİ?”

MES’UL OLDUĞUN ŞEYLE MEŞGUL OL

Müslüman, hesabını vereceği bir bilinçle ömrünü yaşayan insandır. Ve hayatı yaşarken vaktin az, sorumluluklarının ise çok olduğunun şuuru içindedir. Sorumluluklarını yerine getirirken bir düzenle hareket eder. Bu hayat programı sayesinde kendisini ilgilendirmeyen boş işlere kalbi kaymaz. Okumaya devam et “MES’UL OLDUĞUN ŞEYLE MEŞGUL OL”

BİR NESİL Kİ ŞAFAK VAKTİNİ MÜJDELEYEN

Günümüz dünyasının Müslümanları ve dahi gençler!

Eğer zamana şifa verecek bir ilaç arıyorsak reçeteye ilk olarak; Ümmet-i Muhammed’in umutla beklediği gençler yazılmalı. Senelerdir uykularımı kaçıran, çok kez beyin fırtınası yaptığım lakin bir türlü cevabını bulamadığım soru ve problem: “Gençlik” Gençlik dönemi kaynaklarda 14-40 yaş arası olarak alınsa da benim burada daha çok yazıyla ilişkilendirdiğim 15-25 yaşlar arasındaki gençler olacak. Okumaya devam et “BİR NESİL Kİ ŞAFAK VAKTİNİ MÜJDELEYEN”